20 Temmuz 2010 Salı

Akrostiş Fırtına





AKROSTİŞ FIRTINA


Camdan bakıyordu yüreği yanık anne
Umut yerini acı habere bırakmıştı
Teknenin dönmesini bekliyordu
Ekmek diye yola çıkıp fırtınaya yenik düşenlerin cenazeleriyle...


Cama düşen yağmur damlası mıydı yoksa
Umudun sona ermesiyle birlikte
Renkli gözlerinden akan gözyaşı mıydı
Ufuk çizgisini görünmez kılan anlayamadı.
Televizyonda fırtınada ölen balıkçıların adları okunuyordu
Ellerini pencerenin koluna uzattı yaşlı kadın

Kalbinden bir şey koparılıp alınmıştı
Odanın etrafında döndüğünü hissetti
Sersemledi ve yığıldı olduğu yere
Onca badire atlatmıştı ama ilk kez yıkılmıştı
Vakitsiz bir ölüm haberinin
Ağırlığı çökmüştü üzerine
Levrek, çupra değildi tekne ile getirilen
Ilgıt’ın fırtınaya yenik düşen cenazesiydi...

Ankara -
20 Temmuz 2010 - 23.11